AB ülkesi Litvanya, Trump dönemi ABD’sindeki benzer bir göçmen duvarı inşa etmeye başladı. Son 3 ay içinde Belarus üzerinden 5 bini aşkın Orta Doğulu ve Afrikalı göçmenin ülkeye girmeye çalıştığını aktaran Litvanyalı yetkililer, sınırlarda 3,5 metre yükseliğinde bir jiletli çelik tel örmeye başladı. 500 kilometre boyunca uzanacak olan duvarın gelecek Eylül ayında tamamlanacağı bildirildi.
Litvanya, Orta Doğu ve diğer bölgelerden gelen göçmenlerin bu yıl Beyaz Rusya’dan girmeye başlamasının ardından sınırına çelik duvar örmeye başladı. Bununla birlikte, Avrupa Birliği (AB) Belarus’u, göçmenleri bloğa baskı yapmanın bir yolu olarak, toprakları üzerinden AB ülkeleri olan Polonya, Litvanya ve Letonya’ya girmeye teşvik etmekle suçladı. Belarus ise bu iddiayı defalarca reddetti, ancak Devlet Başkanı Alexander Lukashenko, AB yaptırımları kaynakları tükettiğinden ülkesinin artık göçmenleri durdurmayacağını söyledi. Ardından, üç AB ülkesi de göçmenleri durdurmak için sınıra jiletli teller yerleştirdi. Geçen hafta Litvanya, 3.4 metrelik yüksek çelik çitin ilk uzantılarını 0,6 metre jiletli tel ile örtmeye başladı. Güney Litvanya’daki sınır muhafızı Virgilijus Raugale, “Muhtemelen tamamen aşılmaz bir engel inşa etmek imkansız, bu yüzden bu engelin de geçileceğini düşünüyorum. Fakat göçmenlerin bu duvarı aşması uzun zaman alacak ve gerekli zaman içinde tepki verebileceğiz” diye konuştu. Litvanya, önümüzdeki yılın Eylül ayına kadar 500 kilometre boyunca uzanan duvarı inşa etmek için 152 milyon euro kaynak ayırdı. Duvar, yanında 3 metre yüksekliğinde bir sarmal jiletli tel yığını ve video gözetim ekipmanı ile tamamlanacak. Öte yandan, Ağustos ayından önce bu yıl Belarus’tan 4 binden fazla göçmen Litvanya’ya girdi. Litvanya Sınır Muhafızları Servisi, Ekim ayında girmeye çalışan 2 bin 300’ü de dahil olmak üzere, o zamandan beri 5 bin 600’den fazla göçmenin ülkeye girmesinin engellendiğini açıkladı. Bu arada Polonya Savunma Bakanlığı, Belarus askerlerinin sınırın hemen ötesindeki Polonya birliklerine ateş açmakla tehdit ettiğini ve bunun ortak sınırlardaki göçmenler üzerindeki bir krizi tırmandırma girişimi olduğunu öne sürdü.