Sokağın ortasında balgam atan bir adam gördüğünüzde sinirlenirsiniz: anlıktır ama aklınızda kalır. TV de bir habere sinirlenirsiniz hafızanızda bir yere yerleşir. Birisi abartılmayacak bir şey söyler, hassaslaşan bünye abartır. Yediğin yemek tuzlu olmuştur; yapana kızarsın. Sınavın vardır kalma ihtimalin yüksek olduğu için çalışmazsın ama vicdan azabından da kurtulamazsın. Yine sinirlenirsin, hep sinirlenirsin, tam sinirlenirsin. Hepsi birleştiğinde kavga edecek bir şey ararsını
Sinirli olursun. Aslında elle tutulur bir şey yoktur. Birikmiş konulardır canınızı sıkan. Bu sıkıntı bir kaç gün devam eder. Yaptığınız hiç bir şeyden mutlu olmazsınız. Hayatın anlamsızlığından dert yanarsınız. Yapabileceğiniz en iyi şey küfretmek, kızmak ve isyanınızı dinleyecek birini bulmaktır.
Bu anlar , arada birde olsa insanı gerer. Evi ,odayı, şehri terk etmek isteğini uyandırabilir. Belkide mevsimlerden dolayıdır. İlla bir sebep aramamak gerek.
Hep ufak şeylerdir genelde… Cam kırıkları gibi ; görünmez ama üstüne bastığında canın yanar. Canın yanınca saldıracak bir şeyler ararsın. Kavga etme isteği, enerjini boşaltma isteği…
Zaten ana sebepte budur: enerji olayı. Eğer monotonlaşan bir hayata doğru adım atıyorsanız, enerjiniz bitecek, canınız çokça sıkılacaktır. Bu can sıkıntısı sudan sebeplerden dolayıda olsa dikkate alınmalıdır.
Altında yatan nedenlere bakmak gerekir. Gülmek varken hüzünlenmeyi kimse istemez. Değil mi arkadaşlar ?
güzel bi anlatım olmuş aynı şeyleri düşünüyoruz 🙂
Bil mukavele 🙂