Dublenin gözaltında monoloğu

“Bana ihanet etti. Beni bırakıp gitti. Ben onun yoluna toprak oldum. O beni ezip geçti. La n oğlum kendine gel kendine. Kendine gel. Hatırla kendini. Kaç kişi senin gözüne bakıyo la n? Çok kişi. Çok kişi. O kadar adam senin lafına bakarak yanyana uyuduğu arkadaşını canlı canlı toprağın altına gömmedi mi oğlum ha? Duble, çok şeysin sen çok. O kahpenin önünde eğilmeyecek kadar çok şeysin. Dublesin la n sen. Hiçim ben. Senin kavanoz iyice gitmiş oğlum, aklın gitmiş senin. Benim babam var babam. Babam. Senin baban o. çocuğunun tekiydi. Avcıydı benim babam. Zalimdi oğlum senin baban. Babam var. Adam gibi adamdı. İbrahim Abimle beni ava götürürdü, kuş vururdu. Böyle yine gittiğimiz bir gün, elinde tüfeği vardı. Tam böyle kumruya nişan aldı, o sırada, o kumrunun erkeği çıkageldi, ateş etti, dişi kumru düştü, öldü, öyle yatıyordu yerde, ben ona bakakaldım. Sonra erkek kumru gözden kayboldu. Çok çaresizdi. Babam gözden kaybolana kadar takip etti onu sonra vazgeçti onu vurmaktan. Öldürmedi. İndirdi tüfeğini. Noldu la n senin aşık kumru kaçmış? Yok. Aşıklar telef olur kaçamaz. Sonra erkek kumru böyle kapadı kanatlarını, vazgeçti uçmaktan, sapladı kendini yere. Paramparça oldu, öldü. Ben öyle ona bakakaldım. Ne yani şimdi, aşkından öldürecen mi kendini? Yok, hayvanlar ölür, aşıklar ölmez. “

 

Paylaş:

Yorum yapın