Bilim insanları, Japonya’nın deprem ölçüm merkezlerinden alınan verileri inceledi. 2015’te Japonya’nın Ogasawara adalarında meydana gelen depremin 751 km derinliğe ulaştığı ve alt manto adı verilen yeryüzü katmanında meydana geldiği görüldü. 7,9 şiddetindeki deprem, tespit edilen en derin deprem olarak tarihe geçti. Bununla birlikte, bilim yüzeydeki depremlerin nedenini açıklayabilse de alt mantodaki depremlerin nedenini hala bir sır .
Dünyanın her yerinden bilim insanları ve akademisyenler hala derin depremlerin ilk nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. 300 kilometre ve daha üzeri derinlikte meydana gelen depremler “derin deprem” olarak adlandırılıyor. Yüzey sarsıntıları söz konusu olduğunda ise araştırmacıların açıklaması oldukça basit: Fay hattı da denilen ektonik plakalar, birbirinden ayrılınca ya da çarpışınca bir gerilim ortaya çıkıyor ve sarsıntı meydana geliyor. Ancak, dünyanın derinliklerinde durum böyle değil. Bu tür titreşimlerin aşırı yüksek basınçla önlenmesi gerekiyor. Fakat, 2015’te Japonya’da meydana gelen bu tür bir deprem, yeryüzünde birçok kişi tarafından hissedildi. Konuya ilişkin araştırma yapan Arizona Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, Mayıs 2015’te Ogasawara depremi sırasında Japonya’nın sismometre ağı tarafından toplanan verileri analiz etti. En büyük sarsıntı, merkez üssü Ogasawara Adaları olarak da bilinen Bonin Adaları açıklarında Richter ölçeğine göre 7,9 büyüklüğünde ölçüldü. 751 kilometre derinlikteki depremin ardından, Dünya’nın alt mantosunun derinliklerinde onlarca daha az şiddetli artçı sarsıntı kaydedildi. Çoğu deprem, gezegen yüzeyinin birkaç kilometre altında kabukta veya üst mantoda meydana geliyor. Ancak 2015’teki depremler, sıcaklıkların ve basınçların kayaların bükülebileceği kadar yoğunlaştığı alt mantoda yaşandı. O zamanki haberlerde, depremin 678 km derinliğe ulaştığı bildirildi, ancak yeni tahmin bu maksimumu 73 kilometre daha uzattı. Washington Üniversitesi’nde sismolog olan ve çalışmanın bir parçası olmayan Douglas Wiens, National Geographic’e verdiği demeçte, “Bu, alt mantodaki bir deprem için açık ara en iyi kanıt” dedi. Bununla birlikte, bazı bilim insanları depremin gerçekten de alt mantoda meydana geldiğini kanıtlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulabileceğini söyledi. Manto, yer kabuğu ile çekirdek arasında yer alan, derinliğe göre değişen ısıya sahip bir yer katmanı olarak tanımlanıyor. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı katı bir özellik gösterirken, alt kesimleri ise sıvı halde bulunuyor. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülüyor. Manto Geçiş Bölgesi ile alt manto arasındaki sınırın tam derinliği dünya çapında farklılık gösteriyor. Ancak, ortalamanın 660 kilometre olduğu biliniyor. Diğer taraftan, Global Centroid Moment Tensor (CMT) veritabanına göre, bölgede 1976 ve 2020 yılları arasında kaydedilen 56 bin 832 orta ila büyük depremin yalnızca yüzde 18’i 70 kilometreden daha derindi. National Geographic’e göre, daha da azı, yani yüzde 4’ü 300 km’nin altında yaşadı.