Hiçbirşeyin eline birşeyler geçince

Konu başlığı her ne kadar tuhaf olsa da, insanların tuhaflıklarının yanında aslında hiç birşey. Bugün baktığımızda pinekleyen insanların ellerine herhangi bir kuvvet, imkan verildiğinde adeta ne yapacağını şaşırır halde etrafa kusar ki, bunu herkes etrafında en az bir kez görmüştür. Askerde, okulda, işte, siyasi partilerde vs. derken hayatımızın hemen hemen her yerinde. Bu insanlar ile karşılaşmak bizlere kimi zaman ders verirken kimi zamanda etrafımızdaki diğer insanlardan soğumamıza sebep oluyor.

Askerde ; Sivil hayatta hiçbir vasıfı olmayan, adam yerine koyulmayan, kısaca pinekleyen bir adam, askeriyede herhangi bir rütbeye sahip olduğunda ne yapacağını şaşırır bir şekilde insanlarının canını yakar ve hunlarca bir gülüş edası ile onları izler. İşte bu adamın bu gülüşü, bu duruşui, bu bakışı aslında onun hiç birşey olduğunu kanıtlamaya yetiyor da artıyor bile. Bunada bir isim taktım ve diyorum ki “hiçbirşeyin eline birşeyler vermek” bu olsa gerek diyorum.

Bugün başımdan geçen bir olayı sizlere anlatmak istiyorum ; Dün kalmış olduğum KYK yurdundan bir akrabamın hastalığı sebebi ile izin alarak köye gitmek istedim. Erzurumda hastahanede kalıyordu ve o gün taburcu olacaktı, bizde onu köye götürecektik.  Babamlarda bu sebeple istanbul`dan ardahan`a gelmişti. 14.03.2014 / 15.03.2014 arası yani 1 günlük izin alarak ertesi gün geri dönecektim. İzin günü çıktım ve köyüme gittim, akrabamın ziyaretindeydim, ameliyat olmuştu ve birsürü misafir gelmişti. O gün geçti ve ertesi gün oldu, birden fenalaştı ve başında sürekli durmamız gerekiyordu araç kullanacak biri olmalıydı, hastahaneye gidecekse bile başında birilerinin durması gerekiyordu. Kalmış olduğum yurtta hafta sonları nöbetci memur kalıyor ve herhangi bir olası durumda işlem yapması amacı ile duruyor. Özel bir durum olmadığı sürece mesai saatleri dışında izin almamaya özen gösteriniz gibisinden bilgi verilmişti kayıt olunurken.

Ve şuan anlattığım durum gayet özel ve ciddi bir durumdu, bende bunun üzerine nöbetci memuru arayarak durumu izah ettim, akrabamın durumunun ağırlaştığını ve belkide kötü şeylere sonuç açabileceğini de belirterek izinimin 17.03.2014 pazartesi gününe kadar uzatılmasını rica ettim.

Aramızda geçen o saçma diyalog.

Ben – Durumu izah ettim.

Memur – Nerdesin erzurumda mı ?

Ben – Hayır köydeyim,

Memur – Mesai saatleri dışında izin vermiyoruz.

Ben – Biliyorum bilgim var fakat durumu izah ettim, durumu kötü ve burada olmam gerekiyor.

Memur – Neden daha önce izin istemiyorsun ?

Ben – Ben zaten dün ve bugün izinliydim, şuan izinimin uzamasını istiyorum. Daha önce izin al derken ne kadar önce yani ? Zaten ben izin almışım, şuan istisnai bir durum olduğundan uzatılmasını istiyorum.

Memur – Rapor getirmen gerekli

Ben – Ne raporu ? Ben hasta değilim ki, 25 yaşında adamım dilersen VELİM arayıp izin istedin.

Memur – Hastanın çıktığına dair bir rapor getirmen lazım.

Ben – Yahu hasta cuma günü çıktı, sen bana pazar ve pazartesi günü için izin vereceksin, ayrıca ben zaten izinliyim, benim izinimi uzatacaksın. Sanki ben hasta olmuşum ve hastaneye kaldırılmışım. Bunun için sizden rapor istiyormuşum gibi konuşuyorsunuz.

Memur – Tamam olsun sen hastaneden çıkış raporunu getir.

Ben – He he tmm kolay gelsin.

Yahu Erzurum devlet hastanesinde yatan bu adamın tüm tahlil ve hastane çıkış belgeleri erzurumda ki akrabamızda kaldı. Çünki 15 gün sonra tahlillerin gösterilmesi gerekiyor ve 1 ay sonra tekrardan kontrole gidecekti. Bu sebeple tüm evraklar erzurumda ki akrabamızda. Bende bu olayı yok bana faks gönderin, yok bilmem ne yapın diyip iyice milleti velveleye vereceğime durumu babama izah ettim ve beni 65 kmlik yoldan yurda getirmelerini istedim.

  • Bu saçma memur yüzünden boşu boşuna 65 + 65 = 130 kmlik yol yaptık ve benzin konusunda masraf yapmış olduk.
  • Akrabamın herhangi bir sıkıntılı durumunda başında bekleyemeyecek konuma geldim. Babamları yalnız bıraktım.
  • Sinirlerim iyice gerildi.

Tüm bunlar o saçma memurun anlayışsız bir şekilde hareket etmesi sebebinden oldu. Hiçbir olmayacak durumda bile insiyatif gösterilen örnekleri varken. Bu ciddi bir olayda olumsuz bile olsa insiyatif kullanılabilirdi. Hatta bu insiyatif değil, onun göreviydi. Aslında ona söyleyecek çok sözüm var, fakat ağzım bozulur ve kötü birşey söylerim diye susmak en iyisidir diyorum. Sadece yazıklar olsun…

Bu gece sırf onun yüzünden sinirle uyuyacağım.

 

Paylaş:

Yorum yapın