Sosyal Medya İlişkide Yalnızlığı Arttırıyor

İlişkilerde ortaya çıkan yalnızlık hissinin iyi yönetilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, “Her altı çiftten birinde yalnızlık hissi olduğu istatistiklerde görülmektedir. Bu his yönetilmediği zaman ilişkiye zarar verecek hale gelebilir” uyarısında bulunuyor. Kadınların, yalnızlığa erkeklerden daha duyarlı olduğunu belirten uzmanlar, günde iki saatten fazla sosyal medya kullanımının da ilişkideki yalnızlığı artırabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, çocukluk çağında sağlıklı bağlanma gerçekleşirse erişkinlikte de bunun devam ettiğini, yalnızlık hissedilmediğini vurguluyor.

İçerisinde bulunduğumuz bilgi çağında dijital ortam ve haber kaynaklarına ulaşımın fazlasıyla artmasına karşın ironik bir şekilde yalnızlık arttı. Yalnızlık geniş bir yelpazeye sahip.

Yalnızlığın pek çok çeşidi bulunuyor

Son zamanlarda psikolojik çalışmalar yalnızlığın nedenleriyle ilgileniyor. Yalnızlık, ilk olarak hoş olmayan, öznel psikolojik bir durum olarak açıklanmış olsa da sonrasında kişinin ihtiyaç duyduğu sosyal ilişkilerin yetersiz olması veya var olan sosyal ilişkilerinde arzu ettiği yakınlık, duygusallık ya da samimiyetin olmamasına gösterilen bir tepki olarak özetlendi. Bu açıdan bakıldığında kişilerarası, sosyal, kültürel, psikolojik, kişinin kendi içerisinde kurmuş olduğu dinamikler açısından yalnızlık gibi çeşitleri de var. Bazen duruma bağlı, bazen kronik ya da toplumsal parçanın yansıması olarak da gelişebilir.

Yalnızlık ve tek başına olmak farklı şeyler

Yalnızlığın anlamı içerisinde bulunulan duruma göre değişebilir. Kalabalık içinde tek başına olmak başka bir şey, kalabalık içinde nahoş, istenmeyen, sizin canınızı yakan, keyifsiz bir duygu vermesi başka bir şey. Tek başına olup da psikolojik olarak iyi hissedebilirsiniz, bunun adı yalnızlık değil. Kötü hissettiğiniz noktada yalnızlık olabilir.

6 çiftten bir tanesi yalnızlık hissi yaşıyor

İlişkilerde yalnızlığa kadınlar daha duyarlıdır. Her altı çiftten bir tanesinde yalnızlık hissi olduğu istatistiklerde görülmektedir, yönetilmediği zaman da ilişkiye zarar verecek hale gelebilir. Böylelikle kişinin psikolojisine iyi gelmeyen bir durum ortaya çıkar. Özellikle kadınların buna daha yatkın olduğu çalışmalarda gözükmektedir. Yani, kadınlar yalnızlığa erkeklerden daha duyarlılar.

Bağlanmaya ihtiyacımız var

Bireyler bir ilişki yaşarken neden yalnızlık hisseder? Bu durum bireysel-çevresel nedenlerden ve ilişkiden kaynaklanıyor. Hem biyolojik hem de psikolojik yapılanma için yalnızlığa değil, bağlanmaya ihtiyaç duyulur. Bunun içinde şefkat, görülme, ilgilenilme var. Tüm bunlar çocukluk çağından itibaren olur. Eğer ki çocukluk çağında sağlıklı bir bağlanma gerçekleşirse erişkinlikte de bu bağlanma görülür ve yalnızlık hissedilmez.

Yalnızlık bulaşıcıdır

Yalnızlık bulaşıcı bir duygudur. İlişkide karşı tarafla kurulan duygusallık yeterince konuşulmazsa, yansıtılmazsa, sosyal ve ekonomik sorunlar gibi geçici ya da kalıcı olarak bireyin psikolojisini etkileyen etmenler de ilişkiye yansıyabilir. Yalnızlığın bulaşıcı olduğu da söylenebilir. Çok yakın ilişkinizdeki bireyden sizlere de yalnızlık bulaşabilir. Bir diğer faktör de bireylerin sorun çözme mekanizması. Yakın ilişkilerdeki sorun çözme becerisi de yalnızlığı artıran veya azaltabilen bir etki yaratabilir. Sorun olduğu zaman kaçmak da yalnızlığı artırır.

İki saatten fazla kullanım yalnızlığı artırır

Yapılan çalışmalara göre günde iki saatten fazla sosyal medya kullanımı da ilişkideki yalnızlığı artırabilir. Özellikle sosyal medyanın bu kadar aktif kullanıldığı bir dönemde yalnızlığın da bu kadar ortaya çıkması insanı şaşırtmıyor. Sosyal medyada kurulan ilişkiler ‘mış’ gibi ilişkiler, gerçek ilişkiden daha farklı etki ediyor. Beyin buna alışırsa, gerçekten çıkma, fanteziye kayma dolayısıyla da yalnızlık ortaya çıkabilir. Bu da gerçek ilişkileri kaybetmeye sebep olabilir.

Sanal gerçeklik üzerinden ilişki gerçek değildir

Arkadaş bulma siteleri bireyin yalnızlığını gidermesinin bilimsel dayanağı değildir. Çalışmalara bakmak gerekir. Kişisel olarak sosyal medya üzerinden kurulan ilişkilerde başlangıç yani tanışma açısından sorun yok ama orta-uzun vadede ilişkilerin nasıl gelişeceğini sosyal medya belirliyorsa orada bir sıkıntı olabilir. Yani her zaman sanal gerçeklik üzerinden ilişki kuruyor, bunu devam ettiriyorsa bu gerçek bir ilişki olamaz. Dolayısıyla ilişkilere zarar verir.

Sağlıklı ilişki her yönüyle düzenleyici oluyor

Sağlıklı ilişki biyolojik olarak da kişiyi düzenler. Çiftler birbirinden uzaklaştıkça mide-bağırsak sistemiyle ilgili şikayetlerin arttığı görülür. Yakın ilişkideki çiftler fiziksel olarak uzaklaşıldığında bedensel olarak tepki verir. Daha aktif olan ayna nöronlar sayesinde gönderilen uyarılarla birlikte karşılıklı düzenleme, bedensel-psikolojik rahatlama sağlanır. Bu, sanal ortamda mümkün olmaz.

İlişkilerdeki yalnızlığı önlemek için öneriler

Farkında olun: Yalnızlık evrensel ve yaşanılabilmesi muhtemel bir şey. Ama sonrasında çözmek için araştırmaya girmek gerekir. Bu konuda düşünmek bile iyilik katar, farkındalık sağlar.

Duyguları konuşmayı öğrenin: Ailelerde de anne babalar duygularını göstermiyor, küsüyorsa, sorun çözme mekanizması uzaklaşma üzerinde oluyorsa ergenler de dünyayı böyle yorumlar. Küser, duygularını konuşmamaya başlar. Hem genetik hem davranışı öğrenmeyle ilgili aktarım olur. Bunu değiştirmek elinizde. Duyguları konuşmak zor ama öğrenilen bir şey. Yalnız başınıza yapamıyorsanız destek alabilirsiniz.

Kolektif ortamlara geçilmeli: 2014’te önemli bir hayvan deneyi yapıldı. Fare yalnız bırakıldı. Bir süre sonra beyin hücrelerindeki değişim mikroskobik olarak görüldü. Sosyal ortamına geri gönderildikten sonra radyolojik bulgularda nörondaki değişimin gittiği görüldü. Yani nöron hücresi bile değişebilir, yalnızlığa biyolojik yanıt verir. O fare izole ortamında kalsa ve orada üreseydi bir sonraki nesle de yalnızlığı geçecekti. Beyin kendini değiştirebilir. İzole ortamdan ağların olduğu, kolektif ortama geçmek gerekir.

Paylaş:

Yorum yapın