Geçen yıl atmosferinde canlı yaşamının kanıtı olabilen fosfin gazı bulunan Venüs’ün uzun zamandır ölü bir gezegen olduğu düşünülüyordu. NASA ve ESA tarafından Dünya’nın ‘kötü ikizine’ yönelik yeni görevler yakında onun yaşanabilirliğini ve jeolojik olarak aktif olup olmadığını ortaya çıkaracak. Ancak, şu anda tamamen kuru olan Venüs’ün yüzeyinde suyun bulunup bulunmadığı hala gizemini koruyor. Bu konuyla ilgili İsviçreli yeni bilim insanlarından cevap geldi. Uzmanlar, Venüs ve Dünya’nın iklimini simule ederek karşılaştırma yaptı.
Venüs, Dünya’ya benzer karasal bir gezegen. Ancak, 464 derece civarında bir yüzey sıcaklığına Dünya’nın 92 katı bir basınca sahip.Bununla birlikte Dünya, yüzeyinde yaklaşık 4 milyar yıldır okyanuslar barındırıyor. Mars’ta ise yaklaşık 3,5 milyar yıl önce göl ve nehirlerin bulunduğu düşünülüyor.İsviçre’de yapılan yeni bir araştırma Dünya’nın en yakın komşusunda bu durumun olası olmadığını gösterdi. Cenevre Üniversitesi ve Ulusal Araştırmada Yeterlilik Merkezi (NCCR) PlanetS, liderliğindeki bir bilim insanları ekibi, genç Venüs’te koşulların nasıl olacağını tekrarlamak için bir iklim modeli oluşturdu.Çalışma, Venüs’ün atmosferi sıcaklığının asla suyun yoğunlaşması, yağmur yağması ve okyanusların oluşması için yeterli olmadığını öne sürdü.Nature dergisinde yayımlanan araştırmanın yazarlarından Martin Turbet, ” Dört milyar yıldan fazla bir süre önceki Dünya ve Venüs’ün iklimi simüle ettik. Bu dönemde iki gözegen de henüz yeni doğduğundan yüzeyi eriyik halde bulunuyordu. Ancak, Venüs’teki yüksek sıcaklıklar, devasa bir düdüklü tencerede olduğu gibi gezegende buhar şeklinde mevcut olabileceği anlamına geliyor” dedi.Araştırmacılar, Venüs’te sıvı suyun bulunabilmesi için; Dünya’da olduğu gibi, suyun yoğunlaşması ve birkaç bin yıllık bir süre boyunca yağmur olarak düşmesi için gerektiğini söyledi. Fakat Turbet, Venüs’teki çok yüksek sıcaklıkların bu duruma asla izin vermediğine dikkat çekti.Bilim insanları ayrıca, Güneş’in şimdi olduğundan yüzde 30 daha sönük olmasına rağmen, bunun Venüs’ün sıcaklığını okyanusların oluşabileceği bir noktaya düşürmek için yeterli olmayacağını açıkladı.Turbet, “Sıcaklıkta böyle bir düşüş ancak Venüs’ün yüzeyi bulutlar tarafından Güneş radyasyonundan korunsaydı mümkün olabilirdi. Ancak oluşturduğumuz model, bulutların gezegenin Güneşi maskeleyemedikleri gece tarafında oluştuğunu gösteriyor. Bu durum aksine sera etkisine neden olarak, Venüs’teki yüksek sıcaklıkların korunmasına yardımcı oldu. Bunun yerine su atmosferde bir gaz olarak kaldı ve okyanuslar asla oluşmadı” diye konuştu.Diğer taraftan, geçen yılın Eylül ayında, Cardiff Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, Venüs’ün asidik bulutlarında eser miktarda fosfin gaz tespit ettiklerini bildirdi. Fosfin genellikle Dünya’da nefes almak için oksijen kullanmayan mikroorganizmalar tarafından salınıyor, bu da araştırmacıları o sırada Venüs’ün yaşam barındırıyor olabileceği konusunda araştırmaya yöneltti.Nature Astronomy’nin Eylül sayısında yayınlanan çalışma, 2020’nin en büyük bilimsel keşiflerinden biri olarak nitelendirildi ve büyük tartışmaları beraberinde getirdi.Ardından Amerikan Uzay ve Havacılık İdaresi (NASA), gezegenin atmosferini ve jeolojik özelliklerini incelemek için Venüs’e iki yeni uzay aracı gönderdiğini duyurdu. Her birine 500 milyon dolar (yaklaşık 4 milyar 600 milyon Türk lirası)) fon tahsis edilen misyonlar 2028 ile 2030 yılları arasında başlayacak. NASA’nın duyurusundan sadece bir hafta sonra, Avrupa Uzay Ajansı, 2030’ların başında Venüs’ü incelemek için EnVision olarak bilinen bir sonda göndereceğini söyledi.
